cumhurbaskani erdogan deprem bolgesinde 3 ay surecek ohal ilan edildi 9koy 740x420
cumhurbaskani erdogan deprem bolgesinde 3 ay surecek ohal ilan edildi 9koy 740x420

Erdoğan Rejiminin Ömür Boyu İktidar Stratejileri, Sahte Baharlar ve Sosyalist Direniş Hattı


Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarının, sermaye sınıfının çıkarlarını koruma ve kendi iktidarını kalıcılaştırma adına emekçi halklara ve tüm muhalif kesimlere yönelik saldırılarını pervasızca tırmandırdığı bir döneme tanıklık etmektedir. Erdoğan’ın ömür boyu iktidar hedefi, burjuva demokrasisinin son kırıntılarını da süpüren, sofistike ve çok katmanlı bir Bonapartist yönetim arayışının ürünüdür. Bu arayış, muhalefetin dizaynından Kürt sorununun manipülasyonuna, seçilmiş belediye başkanlarının tasfiyesinden toplumsal ittifakların dinamitlenmesine kadar uzanan geniş bir yelpazede kendini göstermektedir.

 

Muhalefeti Dizayn Etme: Kontrollü Alan, İllüzyonist Rekabet

 

Erdoğan rejiminin temel stratejisi, karşısında gerçek bir alternatifin oluşmasını engellemek üzere muhalefeti kendi istediği gibi şekillendirmektir:

 

Medya Ablukası ve Yalan Üretim Merkezleri: A Haber’den Sabah’a uzanan devasa bir medya ordusu, iktidar propagandasını gece gündüz yayarken, BirGün, Evrensel gibi emekçi basını ve Tele1, Halk TV gibi muhalif kanallar sürekli baskı ve sansür tehdidi altındadır. Muhalif liderler ve hareketler, “terörist,” “hain,” “dış güçlerin piyonu” gibi yaftalarla şeytanlaştırılmaktadır.

 

Yargının Sopası: Bağımsızlığını yitirmiş yargı, iktidarın muhalifleri sindirme ve tasfiye aracına dönüşmüştür. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Osman Kavala ve sayısız gazeteci, akademisyen, sendikacı bu sopanın hedefi olmuştur. Bu durum, sınıf mücadelesinin hukuki alandaki yansımasıdır; burjuva hukuku, egemen sınıfın çıkarlarını korumak üzere eğilip bükülmektedir.

 

Böl, Parçala, Yönet: Muhalefet bloğunun iç çelişkileri sürekli kaşınmakta, “milli-gayrımilli,” “yerli-yabancı” gibi sahte ayrımlarla emekçilerin ve ezilenlerin birleşik cephesi engellenmeye çalışılmaktadır. İYİ Parti’nin Millet İttifakı’ndan kopuşu ve sonrasındaki savrulmaları, bu taktiklerin bir sonucu olarak da okunabilir.

 

“Makbul” Muhalefet İmalatı: Rejim, sistemin temelini sorgulamayan, “ehlileştirilmiş” bir muhalefet arayışındadır. Bu türden aktörlere alan açılırken, sosyalist ve devrimci muhalefet şiddetle bastırılmaktadır.

 

Kürt Hareketini Hizalama Zorlaması: Baskı, Sahte Barış Söylemi ve Çözümsüzlük Siyaseti

 

Kürt sorunu, Türkiye kapitalizminin ve devlet aygıtının yapısal bir krizidir. Erdoğan rejimi, bu krizi kendi iktidarını tahkim etmek için kullanma konusunda ustalaşmıştır:

 

“Çözüm Süreci” Aldatmacası ve Çöküş: Dolmabahçe Mutabakatı’na kadar uzanan “Çözüm Süreci,” rejimin Kürt hareketini oyalama, tabanını konsolide etme ve uluslararası alanda “barış elçisi” pozu kesme taktiğiydi. Ancak Kürtlerin demokratik özerklik gibi temel talepleri rejimin otoriter hedefleriyle çatıştığında, süreç hızla çökertilmiş, yerini Cizre, Sur, Nusaybin gibi kentlerde yaşanan devlet terörüne bırakmıştır.

 

Kayyum Darbeleri ve Siyasi Soykırım: HDP’li (şimdiki DEM Parti) belediyelere sistematik olarak kayyum atanması, Diyarbakır, Van, Mardin gibi Kürt halkının iradesinin gasp edilmesi anlamına gelmiştir. Binlerce Kürt siyasetçi, eş başkanlar dahil, uyduruk “terör” suçlamalarıyla hapsedilmiştir. Bu, Kürt halkının demokratik kazanımlarını yok etme ve siyasi iradesini kırma operasyonudur.

 

PKK’nın Silah Bırakması ve DEM Parti ile Görüşmeler: Yeni Bir Manipülasyon Mu? Son dönemde gündeme gelen PKK’nın silah bırakması ve kendini feshetmesi iddiaları ile DEM Parti ile devlet arasında yürütüldüğü söylenen görüşmeler, sosyalist bir perspektiften derin bir şüpheyle karşılanmalıdır. Rejim, Kürt hareketinin silahlı gücünü tasfiye ederek “terörle mücadelede başarı” hikayesi yazmak ve DEM Parti’yi kendi sistemi içinde etkisiz bir figürana dönüştürmek isteyebilir. Bu, Kürt halkının temel hak ve özgürlük taleplerini karşılamadan, sorunu salt bir “güvenlik” meselesine indirgeme ve Kürt emekçilerini daha fazla sömürüye açık hale getirme çabasıdır. Amaç, Kürt hareketini ya tamamen teslim almak ya da onu, rejimin “makbul Kürt” tanımına uygun bir çizgiye çekerek, daha geniş bir muhalefet odağı olmaktan çıkarmaktır. Bu, aynı zamanda, Türk ve Kürt emekçilerinin ortak sınıf mücadelesi potansiyelini dinamitleme amacını da taşır.

 

İmamoğlu ve Diğer Belediye Başkanları: Yükselen Muhalefetin ve Kent Uzlaşısının Hedef Alınması

 

2019 yerel seçimlerinde İstanbul ve Ankara başta olmak üzere büyükşehir belediyelerinin CHP öncülüğündeki muhalefete geçmesi, Erdoğan rejimi için büyük bir sarsıntıydı.

 

İmamoğlu ve Ekibinin Hapsedilmesi: İmamoğlu ve ekibinin çeşitli bahanelerle hâlâ hapiste tutuluyor olması ve siyasi yasak tartışmaları, sadece bir kişiyi değil, milyonlarca seçmenin iradesini hedef almaktadır. Bu, yargının nasıl bir siyasi sopa olarak kullanıldığının en somut örneğidir. Amaç, muhalefetin en güçlü kalelerinden biri olan İstanbul’u yeniden ele geçirmek, olası bir cumhurbaşkanı adayını saf dışı bırakmak ve halka “sandık sizin için bir şey ifade etmiyor” mesajını vermektir. Bu, aynı zamanda, İstanbul’un devasa rantını kontrol etme arzusunun da bir yansımasıdır.

 

“Kent Uzlaşısı”nın Dinamitlenmesi: 2019 başarısının temel dinamiklerinden biri, CHP ile o dönemki HDP (şimdiki DEM Parti) arasında kurulan ve “Kent Uzlaşısı” olarak adlandırılan örtülü veya açık işbirliğiydi. Bu uzlaşı, özellikle büyükşehirlerde Kürt seçmenlerin desteğinin muhalefet adaylarına yönelmesini sağlamıştı. Erdoğan rejimi, bu ittifakı “terörle işbirliği” olarak yaftalayarak ve DEM Parti üzerindeki baskıyı artırarak kırmaya çalışmaktadır. CHP içindeki bazı ulusalcı unsurların da bu söyleme yedeklenmesi, rejimin ekmeğine yağ sürmektedir. Kent Uzlaşısı’nın hedef alınması, rejimin, kendisine karşı oluşabilecek en geniş tabanlı ittifakları dahi parçalama ve emekçilerin ortak düşmana karşı birleşmesini engelleme stratejisinin bir parçasıdır. Örneğin, DEM Parti’nin yerel seçimlerde kendi adaylarıyla çıkma eğilimi, bu baskı ve dizayn operasyonlarının bir sonucu olarak da değerlendirilebilir.

 

Sosyalist Perspektif ve Çıkış Yolu: Sınıf Temelli Birleşik Direniş

 

Erdoğan rejiminin bu hamleleri, salt kişisel bir iktidar hırsının değil, çökmekte olan neoliberal düzeni ayakta tutmaya çalışan yerli sermaye sınıfının ve uluslararası emperyalizmin çıkarlarının bir yansımasıdır. Artan yoksulluk, işsizlik, hayat pahalılığı ve derinleşen sömürü karşısında emekçi sınıfların öfkesini bastırmanın yolu olarak otoriterleşme dayatılmaktadır.

 

Sosyalistlere düşen görev:

 

Sınıf Eksenli Birleşik Cephe: Türk ve Kürt emekçilerinin, kadınların, gençlerin, tüm ezilen halkların ve inanç gruplarının ortak, bağımsız sınıf mücadelesini örmek. Rejimin ve düzen partilerinin “böl-yönet” taktiklerini teşhir etmek.

 

Demokratik Hak ve Özgürlükler İçin Kesintisiz Mücadele: Hapsedilen tüm siyasi tutsakların (İmamoğlu, Demirtaş, Kavala ve diğerleri dahil) serbest bırakılması, kayyum rejimine son verilmesi, düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün koşulsuz savunusu.

 

Anti-Kapitalist, Anti-Emperyalist Program: Sorunun kaynağının kapitalist sistem ve onun Türkiye’deki işbirlikçi rejimi olduğunu net bir şekilde ortaya koymak. Sadece Erdoğan’ın gitmesiyle yetinmeyen, sömürüsüz, sınıfsız, eşitlikçi ve özgür bir toplum hedefini yükseltmek.

 

Bağımsız Örgütlenme ve Medya: Sermayenin ve iktidarın propaganda aygıtına karşı, halkın kendi bağımsız örgütlenme ve iletişim kanallarını güçlendirmek.

 

Erdoğan rejiminin ömür boyu iktidar rüyası, ancak ve ancak emekçi sınıfların ve ezilen halkların, sosyalist bir bilinç ve programla donanmış öncü bir parti önderliğinde vereceği birleşik ve militan mücadeleyle kabusa dönüştürülebilir. Hedef, burjuva restorasyon hayalleri değil, sermayenin ve onun devletinin egemenliğine son verecek, gerçek bir işçi-emekçi iktidarıdır.


Like it? Share with your friends!

0
Can Taylan Tapar
Yüreklilik, gerçeği aramak ve onu söylemektir. Geçici olarak muzaffer olan yalanın yasasına boyun eğmemektir. Ruhumuzu, dudağımızı ve ellerimizi, aptal alkışların ve fanatik yuhalamaların yansıması yapmamaktır. / Jean Jaures
Choose A Format
Personality quiz
Series of questions that intends to reveal something about the personality
Trivia quiz
Series of questions with right and wrong answers that intends to check knowledge
Poll
Voting to make decisions or determine opinions
Story
Formatted Text with Embeds and Visuals
List
The Classic Internet Listicles
Countdown
The Classic Internet Countdowns
Open List
Submit your own item and vote up for the best submission
Ranked List
Upvote or downvote to decide the best list item
Meme
Upload your own images to make custom memes
Video
Youtube and Vimeo Embeds
Audio
Soundcloud or Mixcloud Embeds
Image
Photo or GIF
Gif
GIF format